Önemli olan ruh güzelliğidir sözünü hepimiz duymuşuzdur. Üstelik çoğu kişi bu görüştedir. Ama sanki bu görüşün tersini ispat edercesine her yıl güzellik yarışmaları da yapılır. Bu yarışmaların genç kızlarda anoreksia denilen yeme bozukluğuna yol açtığı belirlenince birkaç ülkede örneğin Arjantin’de bu yarışmalar yasaklanmaya başlandı.
Zayıf kalırsam güzel olurum saplantısı özellikle yetişme çağlarında çok büyük sorunlara yol açabiliyor. Güzellik yarışmaları da bu saplantıyı arttırıcı öğelerden. Sıfır beden mankenleri sürekli pazarlayan bir moda endüstrisi aslında genç kızlar için önemli bir sorun. Bu mankenlere özenme bir saplantı haline gelirse sonuçta sağlık elden gidiyor.
İlk Güzellik Yarışması
Güzellik her zaman için kışkırtıcı bir kavram olmuş . Mitolojik hikayelere göre tanrıçalar arasında yapılan ilk güzellik yarışmasının sonucunda yıllarca süren Truva Savaşı çıkmış. Tanrılar tanrısı Zeus bile bu yarışmada hakem olmayı kabul etmeyip sonucu belirlemeyi Paris adındaki çobana bırakmış ama tanrıçalar Paris’in kararını da kabul etmemişler.
Güzellik tanrıçası olan Afrodit’in Paris’e hile yaptırdığını, ona dünyadaki en güzel kadın denilen Helen’in aşkını teklif ettiğini öne sürmüşler. Böylece mitoloji de bile güzellik savaş çıkartabilen bir kavram olmuş. Bunun tersine bir örneği ise bizde yapılan ilk güzellik yarışması olabilir. 1932 yılında ilk en güzel Türk kızı seçilen Keriman Halis Hanım aynı yıl dünya güzeli de seçilmiş. Bu yeni kurulan Türkiye Cumhuriyetinin bütün dünyada daha da tanınmasını sağlamış.